Allah için güzel niyetle ve edebine uygun yapılan
sohbet, başından
sonuna kadar hayır ve ihsan ile süslenmiştir.
Bu ilahî ikramlar sohbetin
tertip edilme niyetiyle başlar. Önce,
tertip etmek isteyenler bu güzel
niyetlerinden dolayı manen kazanır.
Sonra sohbet kararı verilir, karar
verenler kazanır.
Sohbeti duyuranlar Hakk’a davet etmektedir. Dolayısıyla onlar da
bu
ilahî ikramlardan hissedar olur. Daveti işiten ve katılmak isteyenler
bu
niyetleriyle kazanırlar. Sohbet günü gelir. Ne var ki insan nefsi sırf
Allah rızası için bir
araya gelmeyi ve nasihat dinlemeyi sevmez, sohbete
katılmak istemez.
Evine gidip keyfine bakmak ister. Şeytan da ona destek olur.
Burada nefs
ve şeytanla bir mücadele başlar. Nefsine ve şeytana galip gelenler
yollara düşerler. Bu mücadele Allah yolunda yapılan hayırlı bir
mücadeledir.
Bu hayır elde edilerek sohbet yerine ulaşılır.
İster yürüyerek ister araçla gelinmiş olsun, alınan her mesafe manevi
mükafatlara vesiledir. Harcanan her emek, yapılan her harcama
Allah
yolunda yapılmıştır ve kişinin defterine sadaka olarak yazılır.
Sohbete gelenler dostlara, tanıdıklara rastlarlar. Musafaha eder,
sarılıp
kucaklaşırlar. Kimseyi tanımasalar bile aynı güzel niyete sahip
müminlerle
hemen kaynaşır ve hasbihal ederler. Bu da bambaşka ihsan
kapılarının açılmasına
vesile olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder