KIRMIZI GÛL

KIRMIZI GÛL

29 Eylül 2015 Salı

Tasavvuf Ve Sohbet


Allah dostları, Efendimiz s.a.v.’in sahabilerini 
sohbetle yetiştirmesi gibi, müritlerini sohbetle yetiştirmeyi 
bir usul olarak benimsemişlerdir. Şah-ı Nakşibend hazretleri k.s. 
sohbet hakkında: “Bizim yolumuz sohbet yoludur” buyurur. 

Şeyh Abdurrahman-ı Tahî k.s. hazretleri de, Bitlisli Halil Efendi 
isimli zata yazdığı mektupta, sohbetlerin dünya sevgisini azaltan, 
kişiyi muhabbetullaha yönlendiren etkisine işaret etmiştir.

Muhammed Diyaüddin k.s. hazretleri sohbet edecek kimse 
bulamadığı bir zamanda çocukları toplayıp sohbet etmiş, 
“Çocuklar sohbetten anlamaz. Niçin sohbet ediyorsunuz?” 
diye sorulunca da, “Gayem çocukların bir şey öğrenmesi değil. 
Sohbet meclisi kurarak ilahî rahmeti celbetmektir.” buyurmuştur.

Evet, sohbete inen rahmetten herkes istifade eder. 
Bir sohbet meclisine, mesela bir dünyalık menfaat için gelen kimse bile, 
oradaki sohbet ehli hürmetine Allah’ın rahmetinden faydalanmaktadır. 
Hadis-i şeriflerde farklı gayelerle sohbete gelenlerin, orada Allah için 
 olanlarla beraber olmaları nedeniyle bağışlandığı bildirilmiştir.


Sohbet meclislerinde aşıkların ve âriflerin güzel hallerini dinler, 
 kulluğumuzu muhasebe ederiz. Peygamber kıssasları ve evliya 
 menkıbeleriyle hatalarımızı görür tövbe ederiz. Nice günahkâr, 
sohbet halkalarında Rabbini tanımış, O’na yönelmiştir. 

Dünya meşgalesi içinde yorulan müminler sohbet halkalarında 
huzur bulmuş, nefes almıştır. Bazıları için bu sohbetler öyle tesirli olur ki 
kalplerini dünya kirlerinden arındırırlar, istikamet ve yüksek makamlar elde 
ederler. Sohbet nimetinden faydalanmak, “faydalanmışlar”dan olmak önemlidir. 
Yapılacak iş, usulüne uygun bir şekilde sohbetlere devam etmektir.



Faydalanmış Kalpler

♥_Allah Rasülü (s.a.v.) Şöyle Müjdelemiştir_♥

“İki müslüman karşılaştığında, musafaha ederek birbirlerine 
tebessüm ettiklerinde, ağacın yapraklarının dökülmesi gibi 
günahları dökülür.” Sohbet zamanı gelir ve sohbete oturulur. 
Bu da katılanlar için başka bir manevi zaferdir. 
Davet edildiğinde icabet etmeye niyet etmişti. 
Nefsin ve şeytanın tüm engellemelerine rağmen galip geldi ve 
kalbindeki güzel niyeti gerçekleştirmiş oldu. Müminin niyetinin 
Amelinden hayırlı olduğunu belirttikten sonra Fahr-i Kâinat Efendimiz 
Şöyle Buyurmuştur: “…Eğer mümin kalbindeki niyeti amele dönüştürürse
 o niyet kalbine nur olur.” Nurlu kalpler nurla bakar, nurla duyar. 

Böyle bir hal ise sohbete inen feyz ve rahmetten istifade edilmesine vesile olur. 
Sohbetlere devam edenler, nice kimsenin tövbe edişine, gözyaşları içinde ah etmesine 
şahit oluşmuşlardır. Sohbet biter. Yüzlerde kulluğun aydınlığı, günahkârlığın mahcubiyeti, 
rahmet meclisinin sevinci bir arada yaşanır. Kur’an’ın ifadesiyle müminler “faydalanmış” 
olarak evlerine dönerler.


Sohbetin tesiri, rahmet ve sekine gibi manevi hallerin etkisi bir süre devam eder. 
Bunlar amele yansır. Rasulullah s.a.v. ve Ashab-ı Kiram’ın sünnetiyle bereketlenen, 
nurla yıkanan kalpler, farzları yerine getirip haramlardan uzak durmada hassasiyet kazanırlar. Nafileleri dahi muhabbet ve sevinç içerisinde yaparlar. Bu hali fark edenler sohbet halkasının müdavimi olurlar. Bu cennet bahçelerinden ömürlerinin sonuna kadar faydalanırlar.





S o h b e t M e c l i s i

Allah için güzel niyetle ve edebine uygun yapılan 
sohbet, başından sonuna kadar hayır ve ihsan ile süslenmiştir. 
Bu ilahî ikramlar sohbetin tertip edilme niyetiyle başlar. Önce, 
tertip etmek isteyenler bu güzel niyetlerinden dolayı manen kazanır. 
Sonra sohbet kararı verilir, karar verenler kazanır.
Sohbeti duyuranlar Hakk’a davet etmektedir. Dolayısıyla onlar da 
bu ilahî ikramlardan hissedar olur. Daveti işiten ve katılmak isteyenler 
bu niyetleriyle kazanırlar. Sohbet günü gelir. Ne var ki insan nefsi sırf 
Allah rızası için bir araya gelmeyi ve nasihat dinlemeyi sevmez, sohbete 
katılmak istemez. Evine gidip keyfine bakmak ister. Şeytan da ona destek olur. 
Burada nefs ve şeytanla bir mücadele başlar. Nefsine ve şeytana galip gelenler 
 yollara düşerler. Bu mücadele Allah yolunda yapılan hayırlı bir mücadeledir. 
Bu hayır elde edilerek sohbet yerine ulaşılır.

İster yürüyerek ister araçla gelinmiş olsun, alınan her mesafe manevi 
 mükafatlara vesiledir. Harcanan her emek, yapılan her harcama 
Allah yolunda yapılmıştır ve kişinin defterine sadaka olarak yazılır.

Sohbete gelenler dostlara, tanıdıklara rastlarlar. Musafaha eder, sarılıp 
kucaklaşırlar. Kimseyi tanımasalar bile aynı güzel niyete sahip müminlerle 
hemen kaynaşır ve hasbihal ederler. Bu da bambaşka ihsan kapılarının açılmasına 
vesile olur.



Meleklerin Şahitliğinde


Hz Ömer r.a. sohbet halkaları hakkında şöyle der:

“Bir insan, Allah’ın ve Rasulü’nün anlatıldığı bir meclis görse 
ve oraya oturup dinlese, oradan kalkarken yeni doğmuş gibi günahsız ve
 Tertemiz kalkar.”
Sohbete inen nurla günahlarımızdan arınıp tertemiz olmamız mümkündür. 
Çünkü sohbet sadece seslerden, sözlerden ibaret değildir. Güzel niyetle yapılan 
sohbette Allah Tealâ manevi ikramlarda bulunur.

Ayrıca Allah için bir araya gelip Kur’an ve 
Sünnet üzere sohbet yapıldığında, melekler bu meclise katılırlar. 
Sohbette bulunanlar için af dilerler. Kalplere bir huzur iner. Rahmet 
o meclistekileri kaplar.Görevli melekler sohbete katılanların halini 
Cenab-ı Hakk’a arz ederler.

O da bu haberci melekleri şahit tutarak o meclistekileri affeder. 
Bu konu birçok hadis-i şerifte yer almıştır. Sohbetlerdeki bu manevi ikram 
ve ulvi tesir elbette Allah Tealâ’nın lütfudur.
Sohbette duyduklarımızı kitaplardan 
okumak, televizyon ve radyodan dinlemek de
mümkündür. Fakat bir sohbet meclisinde 
bulunmanın tesiri diğerleriyle kıyas kabul
etmeyecek kadar çoktur. 


Çünkü sohbet meclisinde, sohbetin bir diğer anlamı olan yakınlık da sağlanmış olur.
 Ayrıca müminlerin kalplerinde oluşan genişlik ve lezzet hali birbirine sirayet eder. 
Sohbeti sözden ötesine taşıyan, Hakk’ın 
rahmet nazarına vesile kılan da bu yakınlık 
ve huzur halidir.



Dünyada Cennet Bahçesi



Cennete ulaşmak için Allah’ın bu büyük lütfunu hak etmiş 
Bahtiyar kullardan olmak ve ölüm kapısından geçmek gerek. 
Fakat bir cennet bahçesi var ki o burada, dünyada. 
Hem ahiret cennetinden lezzetler barındırıyor hem de 
Oraya hazırlıyor. O bahçe sohbet meclisi.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“(Ey Rasulüm) hatırlat (öğüt ver). 
Çünkü hatırlatmak (öğüt) müminlere 
Fayda verir.”(Zariyat,55)

Allah Tealâ, Rasulullah s.a.v. Efendimiz’den müminlere 
Hak ve hakikati hatırlatmasını istemiştir. O da sohbet 
Halkaları kurarak sahabilerine güzel ahlâkı, ibadetleri, 
Helalle haramı, ahireti ve hesap gününü hatırlatmıştır.

Sahabi kelimesi de zaten sohbet kelimesiyle aynı kökten gelir. 
Sohbet kavramının bir diğer manası da yakınlıktır ve ünsiyeti Bildirir. 
Bu mana itibariyle sohbetin aslı gönüller arasındaki mesafelerin kalkması, 
Kalplerin birleşmesidir. 

Efendimiz s.a.v.’in meclisinde bulunup onu gören, 
Onu dinleyen, onunla konuşan müslümanlar bu yakınlık 
İle şereflenmiş ve sahabi (yakın) olmuşlardır.

Bu çerçevede değerlendirildiğinde, sohbetin sadece 
Kulağa hitap eden hayırlı söz ve seslerden daha derin 
Bir anlam ifade ettiği açıktır. Bir mecliste hayırlı sözlerin 
Paylaşılmasından maksat da kalbi Hakk’ın rahmetine 
Sevk edecek bir yakınlık kurulmasıdır.

Efendimiz (s.a.v.) bir gün ashabına şöyle buyurmuştur:

“Cennet bahçesine uğrarsanız oradan istifade edin.” 
(Enes b. Mâlik, 3432)




28 Eylül 2015 Pazartesi

Münafık Nedir Münafık Kime Denir?

İnanmadığı halde kendini mümin gösteren 
Kimseye münafık denir. Münafık müminlerle 
Karşılaştığında “inandım” der kendi yandaşlarıyla 
Birlikteyken Allah ve müminlerle alay eder. 
İçten içe müminlere kin besler. Aslında istemediği halde 
Maddi çıkarları için namaz kılar. İnanarak değil, gösteriş için 
Kur’an okur. Kur’an’ı kasten yanlış yorumlar. Kötülüğü Yaygınlaştırıp 
İyiliğe engel olmaya çalışır.

Münafık Nedir Münafık Kime Denir?

Münafık cimri ve kibirlidir. Sözünde durmaz. Yalan söyler.
Emanete hıyanet eder. Haksızlık yapar. Allah’tan korkmaz, 
Kuldan utanmaz. Dünyada müminmuamelesi görse de 
Allah katında kafirdir. Ahirette yeri cehennemdir. 

Münafıklar İslam toplumu için kafirlerden daha tehlikelidirler. 
Zira iki yüzlü davrandıkları için tanınmaları mümkün değildir. 
İçten içe müslüman toplumun huzur ve düzenini bozar. 
Bu yüzden ahiretteki cezaları da kafirlerinkinden daha şiddetlidir.


Helal Ve Temiz Olmayan

♥_Peygamber Efendimiz Buyurmuştur_♥

Tedavi için temiz olan ilaçları yiyip içmek ve

Kullanmak caizdir.  "Ey Allah'ın kulları!
Tedavi olunuz; çünkü Yüce Allah yarattığı her hastalık için
Bir deva (ilaç) yaratmıştır. Yalnız bir tane müstesnadır ki,
O da ihtiyarlıktır."
 
Onun için birçok hastalıklar tedavi sebebiyle giderilir.
Allah'ın düzeni böyle devam edegelmiştir. Bununla beraber
Şifayı ilaçtan değil, yüce Allah'dan bilmelidir.
 
Helal ve temiz olmayan şeylerle tedavide bulunmak
Esas olarak caiz değildir. Ancak bazı fıkıh alimlerine göre,
Başka bir ilaç bulunmayınca müslüman ve ehliyet sahibi
Bir doktorun göstereceği lüzum üzerine caiz olabilir. Şöyle ki:
 
Bir hastalığın veya bir hastalığa sürükleyecek
Bir halsizliğin tedavisi için mubah (helal) bir ilaç bulunmazsa
Böyle bir doktorun "şifa ümidi vardır" diye tavsiyesi üzerine,
Aslında haram olan bir şeyle zaruret mikdarı tedavi caiz olur.
 
Fakat yalnız görünüşle yararı olan semizleme gibi bir şey için
Böyle bir ilacı kullanmak caiz değildir. Bunda tedavi mahiyeti yoktur.
Onun için bunun haram olduğunda ittifak vardır.
 
Görülen lüzum üzerine,
Bir organında ameliyat yapılacak olan bir kimseye,
Aklını giderecek temiz bir ilaç içirilmesinde bir sakınca Görülmemekledir.





7 Eylül 2015 Pazartesi

R E H B E R H A Y A T

R E H B E R  H A Y T
Emanete İhanet Etmeyin.

Hâlinizden Şikâyet Etmeyin

Büyüğünüze Emretmeyin. 

Boş şeylerde Israr Etmeyin. 

Cahillerle Sohbet etmeyin.

Nefesinizi Boşa Tüketmeyin. 

İnsanları Bekletmeyin. 

Etrafınızı Kirletmeyin.

Hayatınızı Mahvetmeyin… 

Kimseye Minnet Etmeyin. 

İnsanları Yüzüne Karşı Methetmeyin.

Kimseye Küfretmeyin.

Kötülüğe Meyil Etmeyin.

Malınızı Boşa Sarf Etmeyin. 

Sırrınızı Açık Etmeyin. 

Her Şeyi merak Etmeyin. 

Suçunuzu İnkâr Etmeyin

Şerefinizi Kaybetmeyin. 

Vatanınızı Terk Etmeyin




.